4 Nisan 2012 Çarşamba

Üçüncü Sınıf Biterken

Tıp fakültesinde üçüncü yılımın sonlarına gelirken şöyle bir geriye bakıyorum da; üç yıl önce şu vakitlerde tıp fakültesini kazanmak için nasıl da uğraşmışım, ne kadar gereksiz bir uğraşmış o. Halen öğrenci sıfatında olmama rağmen konu tıp olunca bir profesör egosuna sahibim, kendimi diğer tüm mesleklerden önemli bir iş yapıyor görüyorum. Ama bunları bana yaptıran tıp fakültesinin ta kendisi. Üniversite sınavlarına hazırlanıp bu yazıyı okuyan sevgili arkadaşım, sana sesleniyorum; başka türlü çekilmiyor da bu melet o yüzden götümüz iki karış havada geziniyoruz valla bak. Üç yıldır progresif bir biçimde içine çekiyor bu bilim adamı, dipsiz kuyu böyle konuyu iki elinle sarıp "he tamam bu kadarmış zamanla öğrenirim" ya da "ya bunu da öğrenmeme gerek yok işime yaramaz" diyemiyorsun. En iyi bildiğin konularda allah vurur hiç bilmediğin konularda peygamber tekme atar. Bilgi çağının değişmez gereksinimi olan karşılaştırma ihtiyacını bilemek için elinden geleni yaparsın çünkü nereden baksan diğer fakülteler geziyor sen mal mal ders çalışıyorsundur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kemal Kılıçdaroğlu müjde diye vaatler  sıralamış. Akıl sağlığımı korumak adına bu vaatleri yorumlamak istiyorum. 1) gençlerin ilk teknolojik...